Bursa’da Fatih Baştar, 2020’de uzun süreliğine il dışına çıkması gerekince iş yerinin anahtarını kendisi gibi kuyumcu olan arkadaşı İbrahim B.’ye verdi. 38 gün sonra dönen Fatih Baştar, kasasındaki 2 kilo 300 gram ağırlığındaki altınların ve kendisine emanet verilen ziynet eşyalarının kayıtlı olduğu defterin çalındığını gördü. Baştar izlediği güvenlik kamerası görüntülerinde de İbrahim B.’nin 12 Aralık 2020’de yanında oğlu Faruk B. ve arkadaşı Muhammet Emin G. ile işyerine geldiğini ve altınları taşıdıklarını tespit etti.
DHA’nın haberine göre şikayet üzerine yakalanıp tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan 3 kişi hakkında, Bursa 35’inci Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Duruşmada, yöneltilen suçlamaları kabul etmeyen İbrahim B., Fatih Baştar’a kuyumcu dükkanını kendisinin açtığını ve sermayenin kendisine ait olduğunu iddia ederek, “Fatih’in 5 kuruş sermayesi yoktu. Ben ilk önce yanımda SGK’lı çalışan olarak başlattım. Daha sonra üzerine vergi levhası çıkarıp, sermaye koyup dükkan açtım. Müşteki kendi malıma sahip çıktı. Şu anda kendi malımı çalmakla beni suçluyor” diye savunma yaptı.
Bir diğer sanık Muhammet Emin G. de olay tarihinde 17 yaşında olan İbrahim B.’nin oğlu Faruk B.’nin Fatih Baştar’ın yanında çalıştığını belirterek “Fatih 45 gündür ortalıkla olmadığı için, Faruk da tecrübesiz ve genç olduğu için, güvenlik zafiyeti oluştuğundan, İbrahim kuyumcuyu kapatma kararı aldı. Faruk, İbrahim ve ben mağazaya gittik. İbrahim dışarıda bekledi. Faruk ve ben altınları topladık. Bu şekilde dükkanı tamamen boşalttık. Topladıklarımızı tartmadık. Fatih ile İbrahim B. ortaktı. Fatih, İbrahim’i borca sokmuştu. Aldığımız altınları İbrahim B.’nin ödemelerinde kullandık. Ben bu ödeme diyaloglarına şahidim. Suçsuzuz” diye konuştu.
‘ORTAĞIMDI, BENİ OYALAYIP DÜKKANIMI SOYDU’
Eski ortağı tarafından dolandırıldığını söyleyen Fatih Baştar ise şunları söyledi:
“İbrahim ile ortaklığımız yarı yarıyaydı. Benim Kestel Sanayi’de satışa çıkarttığım ve 5 milyon TL eden bir arazim vardı. Buraya 10 milyon TL teklif eden bir şahıs ortaya çıktı. Bana parayı Gaziantep’te vereceklerini, benim yerimde değerli bir şey olduğunu, istediğim paranın 2 katını vereceklerini söylediler. Hatta bana Gaziantep’e uçak bileti aldılar. Ancak bilet iptal oldu. Daha sonra İstanbul’a geleceklerini söylediler. Ben buranın satışıyla ilgili herhangi bir yere ilan vermemiştim. Sadece eşe dosta haber salmıştım. İbrahim de burayı satma niyetimin olduğunu biliyordu. Sonrasında İstanbul’a beni götürdüler. Paranın 2-3 güne geleceğini söyleyerek, beni 15 gün kadar oyaladılar. Ben 20 gün kadar sonra dükkanıma geldiğimde, dükkanımın tamamen soyulduğunu gördüm. İstanbul’a gittiğim tarihi hatırlamıyorum. Döndüğüm gün 2 Aralık diye hatırlıyorum. Hemen sanığın yanına gittim. ‘45 gün sonra gel. Senin malını 45 gün sonra vereceğim’ dedi. Ben diretince, ‘Anahtarlar evde, yarın getireyim’ dedi. Ertesi gün gittiğimde, ‘Malın hiçbirisi senin değildi. Benim malımla bunları kazandın’ diyerek mallarımın hiçbirisini bana vermedi. Zararım 2 kilo 300 gram has altındır. Yani gramı 1000 TL’den hesaplandığında, 2 milyon 300 bin TL’dir. Zararımın giderilmesini talep ediyorum.”
Kararını açıklayan mahkeme hakimi, ‘Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmak’ suçundan İbrahim B.’ye 4 yıl 2 ay hapis ve 166 bin 600 lira idari para cezası, oğlu Faruk B.’ye olay tarihinde yaşı küçük olduğu için 2 yıl 9 ay 10 gün hapis ve 44 bin 400 lira idari para cezası, Muhammet Emin G.’ye ise 2 yıl 1 ay hapis ile 66 bin 640 lira idari para cezası verdi.
(HABER MERKEZİ)